Dün cumartesi olmasına rağmen hava muhalefetinden olsa gerek pek de yoğun olmayan bir iş temposundan sonra işten çıkınca selim abi,savaş abi ve aşkınla saathanede buluştuk. peynirimizi ,zeytinimizi ( mübarek ne kadar büyüktü),ekmeğimizi (şişman abilerimiz için kepek ekmeğimizi unutmadık tabii :), sarellemizi ( savaş abinin milli kahvaltılığı ) bir iki de poğaçamızı alıp oturduk bir çay ocağına. bir çay ocağı deil aslında 'the çayocağı'. hemen hemen her zaman gittiğimiz çay ocağı yane. muhabbet o biçim akşam yemeği niyetine azığımızı yedik. çay ocağını işleten abiye günde kaç çay sattığını sorup maliyetleri ortalama hesap edip karlılığını çıkardık ( bize ne oluyorsa :)
karnımız doyduktan sonra yürüyerek sahile doğru indik ve sevgi cafeye kadar o buz gibi soğukta sallana sallana muhabbet ede ede yürüdük. sevgi cafenin yanındaki çocuk parkında baktık oyuncaklar boşta biraz 'back to the childhood ' yapıp eğlendik.
bu gece iyi eğlendim. hafif sıcak olsa daha da iyi olurdu ya olsun buna da çok şükür :)