16 Eylül 2009 Çarşamba

Hastahane önü...

gecen hafta persembeydi apar topar babam geldi koyden. ertesi sabahı devlet hastanesine yatırdık.mide kanaması üstüne böbrekteki taş eklenince sıkıntı olmustu babamın vucudu için. tetkikler rontgenler ultrasonlardan sonra bugun ameliyata girecekti. girdi 2 dakka sonra tel. babam ameliyattan cıkmıstı. narkozu vermeden doktor röntgene bakıp da taşı göremeyince ameliyata gerek kalmadıgını söyleyerekten babamı cıkardılar ameliyathaneden. birkaç saat sonra da benim işlerimden dolayı gidemedim ama kardeşim gidip çıkış işlemlerini yaptırıp çıkardı babamı. cok sukur, bin sukurler olsun... saglık gibisi varmı. kaybedilince anlasılıyor kıymeti. arada bir gitmek gormek lazım hastaneleri ibret almak icin.
sedyede birini tasıyordu hasta bakıcı. ön tekeri bi tumsege takıldı sedyenin. yardımcı olim dedim. kalktım koşturaraktan yardımcı olim diye kaldırdım önünü sedyenin. sedyedeki o anda bir ahhhh çekti.. baktım genç bir bayan. bakımlı birine benziyordu. yüzü gözü kan revan içinde kalmış ayagı falan sargıda. uzuldum dogrusu. ölüm de hastalık da böyle bişey olsa gerek. o da benim gibi kim bilir hangi arkadaslarıyla gülüyor eğleniyordu o vahim trafik kazası basına gelmeden . nerden bilebilirdi böyle bi kazanın hayatından belki de çok şeyler goturebileceğini. işte herkesin başına gelebiliyor ama kimse başına gelmeyecekmiş gibi mi davranıyor acaba. piyangodan 1 kisi trilyonlar kazanacak diye milyonlar katılıyor cekilişe ki ihtimal milyonlarla hesaplanıyor bu kaza ölüm işi başımıza geleceği aşikar zaten.
neyse cok konustum sanırsam....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder