7 Haziran 2011 Salı
Kastamonuya Fokus'landık...
Cumartesiyi pazara bağlayan gece ablamlara gidip yedim içtim 12 de shell şubenin önüne aracımı park edip istasyon önünden bizim için kiralanan minibüse bindim ve herkes gelince hareket ettik. çakallıya kadar gidip orda da karnımızı doyurmak için durduk. menemen kavurma falan derken tekrar hareket ettik ( yahu daha önceki kastamonu seyahatindemi uğramıştık ya da ben uğradık diye mi hatırlıyorum uğramamıza rağmen. bu yazıyı 19.08.2011 de yazıyorum da :)
sabah 5 gibi indik kastamonuya . minibüsümüz o kadar rahattı ki en arkada oturdum sabaha kadar gözüme uyku girmedi.( ben böyle olduğunu iddia ettim ama ark.lar ben horlarken beni kameraya çekmişler. ama walla hatırlamıyorum uyuduğumu. uyumuş gibi hissetmedim bile ) kastamonu derken ilçelerinden bi tanesine izbeli çifliği diye bir yere gittik. 5 de kahvaltı için oturduk. İzbeli çifliği taa Atatürk zamanından günümüze kadar gelmiş, kökü çok eskilere dayanan bir ailenin sahip olduğu bir işletme. işletmeciliğine de gençken fotograflardan gördüğüm kadarıyla gayet güzel şimdi ise saçlarına ak düşmüş bir teyze yapıyor. kahvaltıda ikram edilen herşey organikti sunum şeklini çok beğenmesem de güzeldi kahvaltı. çiflik evi etrafında enteresan olan bir evin penceresinden bakan köpekti onu çekip sizlere paylaştım.
ordan sonra yolda minibüsle kanyona doğru gitmek için yola çıktık. yolda durmaya değer enstanteneler oldukça durduk foto çekip tekrar bindik. çatak kanyonu denilen yere geldik. araç yolu bittiğinden yolumuza yürüme devam ettik. canım çıktı 1 km dağın üstünde doğa yürüyüşü adı altında bence yorgunluktan başka birşey olmayan bi yürüyüş yaptık. çünkü kanyona ulaştığımızda foto çekmeye değer bişey yoktu gittiğimiz noktada. çok terledimdi.
öğlen yemeğini bir küçük kasaba lokantasının üst katında balkonda etli ekmek gibi bişey yiyerek geçirdik. ordan çıkışta oy çokluğuyla ki ben hiç gitmek istemedim bir at çiftliğine gittik ama hiç kayda değer bişey yoktur girmemizle çıkmamız bir oldu zaten.
çıkar çıkmaz artık kastamonu merkeze doğru yöneldi pusulamız.
4 gibi şehir merkezine ulaştık , tepede bıraktı bizi araç. yürüyerek engin topçu, mustafa güral falan birlikte indik aşağıya doğru. sokaklarda kareler yakalamaya çalıştık.
oraya kadar gitmişken bellona bayisine uğrayıp selvilere selam verim diye düşündüm. önceden haber vermedim boşa telaşa yapmasınlar diye. sırtımda çantam üstümde eşofman falan girdim mağazadan içeri sordum patronlarla erdal beyle gorusecem diye yoklar diyince selamımı söylersiniz diye kartı uzatınca bakan satış danısmanı arkadaş şahsımı tanıyıp çay içmek için ricada bulundu. çay yudumladık beraber muhabbet ettik işler güçler falan peşine müsaade isteyip ayrıldım. orda meydanda büyük bir camii vardı etrafında baya bi fotolar çektik peşine bi meydana gidip zurna çalan bir amcayı çektik. aracımız geldi yola çıktık.
boyabatta bir benzin istasyonunda mola aldıktan sonra samsuna gece 11-12 gibi vardık işteee
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder