2 Kasım 2009 Pazartesi

ilk fotom


Sevgili Selcuk Abimin katkılariyle bu fotoyu elde ettim. onun ogrettiklerinden feyz alaraktan. saolsun cerceveyi de o yaptı. yolun basında oldugumdan zaten cok seyi hala bilmiyorum. ama bugun kursta annadım ki harbi cok sey ogretmis bana saolsun.
tum cesaretimi toplayıp fotokritige gercek ismimle uye olup bu fotoyu da yukledim. 2 kişi yapıcı eleştiri yazdı. begenmişler. 1 kişi favorilerine eklemiş. bi sevindim bi sevindim walla hediye bi zigon gonderesim geldi adama :) mail attım tsk icin. dedi ilkler unutulmaz zaten :)

29 Ekim 2009 Perşembe

23-25 ekim rize trabzon gezimiz....

23 ekim akşamı samsundan 2 araçla saat 6 gibi çıktık yola. benim araçta selim ve savaş abiler. diğer araçta enginle aşkın. akçaabata kadar ben kullandım aracı. gırgır şamata. akçaabatta necla ablamıdır nedir onun yerinde laz böreği yedik. peşine yola devam. gece 12 gibi ridos kaplıca otele vardık. selahattin ve muhammed abiler bizi orada bekliyorlardı. lobide baya bi muhabbet ettik 1 saat kadar. selim abiyle aynı odada yattık.sabah kalkıp kahvaltı peşine de dışarda havuz vardı sıcacık su oraya girdik. havuza doğru uçan arkadaş engin mondi pazarlamadan.

kıbleyi tam tutturamasa da havada secdeye gitmeyi başardı :)
havuzda yüzdük arada çıkıp foto çektim. zaten o yüzden de bugun persembe hala grip ve boynum tutuk bir haldeyim :)

ridosta havuz muhabbetinden sonra duş alıp check out yaptık. durağımız oradan beri rize oldu. bekiroğlunda kuru,döner ve turbo (sütlaç içine kadayıf :) yedikten sonra ardeşene doğru yola çıktık. ardeşen bayisi yaşar abi karşıladı bizi. balıkçı barınaklarından bir yer almış. oraya gidip teknesiyle açıldık balık tuttuk. o kadar balık hayatımda tutmamıştım. atıyorum cekiyorum 3 tane , çekiyorum 5 tane . çok bereketliydi yaw.


bu foto da teknedeyken yanda balık tutan tekneleri çektim. güzel bir enstanteneydi paylaşmak istedim. gerçi kim bakıyorsa benim gunlugume bilmiyorum ya :) yeni fotograf makinemle çektiğim guzel pozlardan birisi diye dusunuyorum. gerçi tekneler bu kadar kalabalık olmayıp insanlar da modern giyimli olmasaydı o zaman daha bi anlamlı olurdu ama kadraj iyi, ışık kullanımı başarılı. beratcıgım sana 5 üstünden 4 veriyorum :) 1 puanı kırim de bu henüz çıraklık eserim. ustalık eserlerime kaç puan verecem yane :)
yarım kilo kadar balık tutup peşine aydere yola çıktık. ayderde 3 yatak odası+1 salonlu eve yerleştik. gece 12 gibi dışarı cıkıp turladık yaylada. 3 e kadar muhabbet edip yattık. sabah 8 de ayaktaydık. temiz hava muhabbetine camları açtılar. anlamıyorum ki bu temiz hava solumak için neden donmak zorundayım ben her seferinde.


ayderden inip zilkale denilen bir kaleye gittik. baya bi tepede konumlanmış. pek aşağıya düşmemek için muhafazası olmayan bir kaleydi. oradan ayrılıp trabzon sümela manastırına doğru yola çıktık. arabaya dağın yamacına park edip yarım saat tepeye kadar tırmandık. çıkarken diyordum çıkarız çıkarız bi de kapı kapalıysa ne gülerim hee diyordum. aynen dediğim çıktı. gerçi o yorgunluk ve sinirle pek gülemedim ama öyle tepede biraz durup aşağıya indik peşinden de akçaabatta cemil ustada köfte yiyip aşkınla beraber 3 saate samsuna geldik.. işte böööleeeee... :)

15 Ekim 2009 Perşembe

ve gazi subemiz....



10 ekim 2009 4.subemizin acılıs gunu. sıcak bir cumartesi gunu. liseden sınıf arkadasım canım bi tanem fatih geldi izmirden .. oglen gidip havaalanından onu aldım. baya da özlemişiz birbirimizi. özel bir işinden dolayı gelmiş ama olsun böyle özel bir gunumde yanımda olduğu için yine de cok sevindim... saolasın.




binamız 8 katlı, ortalama sanırsam 1300-1400 metrekare. harbiden çok şık bir bellona magazası oldu. açılışa kimler gelmedi ki. bayındırlık bakanı, vali,milletvekilleri, yerel belediyeler başkanları,ak parti il başkanı, sivil toplum örgütleri başkanları, vergi dairesi başkanı ,memduh boydak v.s. v.s. ...


konuşma yaptım bu sefer gene. gerçi bu seferki biraz son dakka aceleciliğine geldi. hızlı hızlı üstünkörü okudum resmen. gerçi begendiğini söyluyor insanlar ama beni kırmamak icin söylediklerini dusunuyorum saolsunlar. guzeldi hersey cok guzel. Allah daim etsin inş. Allah herkese nasip etsin böyle mutlu gunleri inş. akşama tum gunun yorgunlugunu coffee home da attık fatihle beraber. şu acılıstan sonra ustumden öyle bi yuk kalktı ki anlatamam. cok sukur bu da gecti bitti...




3 Ekim 2009 Cumartesi

karmasik gunler....

carsamba gunu istanbula aksesuar almak için yola çıktık. ömrümün en uzun istanbul yolculuğundan sonra rize bayisi muhammed abiyle buluştuk. selahattin bey ve muhammed abinin eniştesi erol abi 4 ümüz akşama kadar tophane-istoç aksesuarları hallettik. ve gece uçağıyla döndük.
dün sabah iş görüşmesi yaptık 2-3 tane. peşine faktör inşaatın sahibi levent ve arda ile leventin ofise gittik çay içtik. shelle geldim hidayet bey hesabından para cekilmiş bankaya gitti dediler. apar topar bankalara gidip hesapları dondurdum. tüm gün bunlarla cebelleşirken izmirden ablamdan bir telefon bunu da unutturdu. yeğenimin lösemisi tekrar nüksetmişti. 2 senedir tedavi görüyordu. daha geçen hafta formasını giyinip çantasını takıp odama gelmişti. bak dayı beğendin mi diye sormuştu. şimdi herşey uçtu gitti. tekrar kemoterapi başlayacak , sıkıntılı günler, sabretmemiz gereken günler tekrar kapımızda.
akşama da duydum ki bir aracımızın kabloları yanmış. çekici üstünde geldi gözümün önüne. 3 aracımız kazalı. tek araçla koca samsunun sevkıyatını bilmiyorum nasıl halledecez.
akşam eve dönerken batı parkta durup yeni fotoğraf makinemle denemeler yapıp yoldan bi dürüm alıp öyle geçtim.
Allahdan herşeyin hayırlısı....

22 Eylül 2009 Salı

ah dayım vah dayım...




Ramazan bayramı 1.günü . 10-15 yıldır gelenekselleşmiş hale gelen keşkek daveti var her zamanki gibi evimizin önünde. tüm akrabalarımızın dostlarımızın arkadaşlarımızın davetli olduğu her bayram en az 1000 kişinin evimize uğradığı bir davet...


kuzenim geldi dedi dayım yukarda diye. dedim hangi dayım. fatih dayımmış yukarıda olan.


en son 10 yaşımda gördüğüm anne ayrı baba bir dayım. son 20 yıldır ne fotosu ne bişeyini gördüğüm bir dayım. kaç yaşında oldugunu neye benzediğini hiçbirsey bilmiyordum hakkında...


görünce türk filmlerindeki gibi slow motion dayı, dayıcıgım dayım benim diye ustune koştum. herkes gülüştü baya bi :) zaten 35 yaşındaymış.. oturdum eee dayı son 20 yıldır naptın anlat bi bakalım dedim... akşama kadar baya bi laklakladık güzel oldu.


kardeşim köye gittiğinden keşkek yapımına geceden ben kalkacaktım ama uyanamadım... 2.gunu gittim mağazalara çalıştım 3.günü tüm gün evde oturup akşam ümmühan ablamlara oturmaya gittik ve simdi guzel evimdeki guzel odamdayım :)


16 Eylül 2009 Çarşamba

Hastahane önü...

gecen hafta persembeydi apar topar babam geldi koyden. ertesi sabahı devlet hastanesine yatırdık.mide kanaması üstüne böbrekteki taş eklenince sıkıntı olmustu babamın vucudu için. tetkikler rontgenler ultrasonlardan sonra bugun ameliyata girecekti. girdi 2 dakka sonra tel. babam ameliyattan cıkmıstı. narkozu vermeden doktor röntgene bakıp da taşı göremeyince ameliyata gerek kalmadıgını söyleyerekten babamı cıkardılar ameliyathaneden. birkaç saat sonra da benim işlerimden dolayı gidemedim ama kardeşim gidip çıkış işlemlerini yaptırıp çıkardı babamı. cok sukur, bin sukurler olsun... saglık gibisi varmı. kaybedilince anlasılıyor kıymeti. arada bir gitmek gormek lazım hastaneleri ibret almak icin.
sedyede birini tasıyordu hasta bakıcı. ön tekeri bi tumsege takıldı sedyenin. yardımcı olim dedim. kalktım koşturaraktan yardımcı olim diye kaldırdım önünü sedyenin. sedyedeki o anda bir ahhhh çekti.. baktım genç bir bayan. bakımlı birine benziyordu. yüzü gözü kan revan içinde kalmış ayagı falan sargıda. uzuldum dogrusu. ölüm de hastalık da böyle bişey olsa gerek. o da benim gibi kim bilir hangi arkadaslarıyla gülüyor eğleniyordu o vahim trafik kazası basına gelmeden . nerden bilebilirdi böyle bi kazanın hayatından belki de çok şeyler goturebileceğini. işte herkesin başına gelebiliyor ama kimse başına gelmeyecekmiş gibi mi davranıyor acaba. piyangodan 1 kisi trilyonlar kazanacak diye milyonlar katılıyor cekilişe ki ihtimal milyonlarla hesaplanıyor bu kaza ölüm işi başımıza geleceği aşikar zaten.
neyse cok konustum sanırsam....

18 Ağustos 2009 Salı

gene balık avı

Yer : Bandırma Vapuru yanında lağım kokan kayalıklar
Tarih : 16 Ağustos Pazar

İzinliyim. bi mahmurluk var üstümde tüm gün yataktan kalkamadım. bi sağ bi sol döndüm durdum yatakta. aksam üstü salih aradı hadi gel diye zar zor kalktım yerimden.
gittik malum yere, bi kokuyor bi kokuyor. kefal çok olurmuş böyle yerde. arabamın arkasındaki 2 oltayı da çıkardım. ark.larda da 1 er olta vardı. attık 4 olta bekledik bekledik bekledik. 2 ekmek harcadık bir balık bile tutamadık :(

Bu makus kaderim ne zaman değişecek benim. ne zaman gelecek tava mı tüpü mü alıp da balığı tutup da hemen oracıkta kızarttığım günler... istemiyorum balık maceramın başladığı gibi bitmesini........

2 Ağustos 2009 Pazar

ulugöl macerası....





















Samsundan sinopta bulunan aynı ekip olarak yola çıktık c.tesi saat 16 da. ordu bellonaya ugrayıp durmuş abiyi gorduk. hedef nokta rakımı 1.000 metre olan ulugöldü.durmuş abi kendisinin daha sonra geleceğini ifade ederek bize siz gidin ben gelirim dedi. düştük yollara. hava karardı biz hala ulugöl arıyor pozisyonundaydık. baya bi yanlış yollara girdik sonunda telin gps ini kullanarak göle giden yolu bulmayı basardık. göle gittiğimizde orada pazar gunu festival oldugunu bu yuzden de her tarafta baya bi insan oldugunu gördük ve icimize pek sinmediğinden çadır yeri bakmayıp direkt oradan ayrıldık. durmuş abiyle bulusup gölköyde bi cafede çay yudumladıktan sonra mesudiyeye doğru yola çıktık , yol üstündeki bir evin ev sahibinden musaade isteyip evin bahcesinde bulunan masanın ustunde aksam yemegimizi yedik.. gece saat tam 12 yi gösterdiğinde nihayetinde çadırımızı kuracak bir yer bulduk. bulduk derken zaten gözgözü görmüyor gecenin karanlıgında burası havadar bir yere benziyor diyip durduk ve basladık cadırımızı kurmaya. sabah 4 e kadar muhabbet şen şakrak film falan izleyip geçirdik. durmuş abi, oğlu ve selim abi panelvanın arkasında biz 4 kişi de çadırda yattık. kıpırdamaya yer yoktu çadırın içinde. hava buz gibi serindi. uyku tulumunun içine girince hemen uyuyuvermişim. sabah güneşin kavurucu sıcaklıgı çadırımızı baya bi ısındırmış 7 gibi uyanmama sebep olmuştu. uyanıp hemen arabanın ön koltuguna koşturup orada da 1 saat kadar uyudum. peşine kahvaltı hazırlığı, wc arama telaşı derken çıktık ulugöle doğru yola. çok güzel manzarası vardı. bir kac poz cekindikten sonra kalabalıktan dolayı oradan ayrılıp kaleye geçtik, oradan sonra da durmuş abiyle vedalaşıp ver elini samsun..... cok yorucu ama cok guzel bi hafta sonuydu benim için. şimdi de her zamanki yerimde mağazadaki odamdayım.....





1 Ağustos 2009 Cumartesi

bir yengecin hazin sonu...

2.balık avı maceramdı. dogu parkta aynı yerde uzun zamandır gorusmedigim selmayla bulusup olta attık. 2 olta vardı yanımızda ama birini attık. 5-6 kez attıktan ve bişey gelmedikten sonra oturduk yanımızda getirdiklerimizi yedik, muhabbet ettik. saatler ilerledi ve kalkmak üzereyken selma son bi kez daha sallayalım dedi. iyi dedim salladık. kucuk bi yengec takılmıstı oltamıza. koskoca denizde bula bula benim oltamı buldu iste yengec. naptıysak da kurtaramadık kancadan. oylece attık geriye hayvancagızı..... Allah affetsin walla....
bu sefer de balık tutamadım. bakalım ilk siftahı ne zaman yapacaz :)

27 Temmuz 2009 Pazartesi

balık avı....

sabah kalkıp güya işten önce havuza gidip duşumu alıp işe gidecektim bu pazar. uyanamadım :)
bulvar şubeye uğradım uzun bir süreden sonra, ben kendi adıma sevindim şubeye sonunda uğrayabilmeme, arkadaşların da yüzündeki ifadeden memnun kaldılar diye düşünüyorum ziyaretimden.
akşam iş çıkışı salih ve salihin kuzeni muratla doğu parktaki anakent sosyal tesislerinin ön tarafında balık tutmak için buluştuk. hayatımda aldığım ilk oltamla murat saolsun olta nasıl atılır gösterdi. 3 saatin sonunda hiç tutamadım :) ama yine de çok sevdim olta atmayı falan. orada düğün yapıyorlar karşılıklı salihle müziğe ayak uydurur cinsten 2 tepiniyoz sonra balığa devam gene :) insan oruç tutmuyorsa harbi balık tutması lazım sabrın ne demek olduğunu öğrenmesi için. 2 tuttuğumuz istavriti yem olarak kullanalım dediler 3 tane daha balık tuttuk. yane 3 balık extra tutmak icin 2 balık sarfettik :) zaten bi tavaya az geleceğinden verdim bizim kediye , sevindi gariban...
kış gelmeden gitmelerimi sıklaştırmam lazım. harbiden bi hobim olsun istiyorum bu şekilde, hiç bir zararı olmayan. vakit geçirmeye yarayan...... bakalım 2.kez de hiç tutabilecekmiyim... ama şüphesiz ilk tuttuğum balığı herhalde kediye vermem 1 tane de tutsam tavaya atar kızartırım :)

22 Haziran 2009 Pazartesi

sinop.....

ömrümde 2.kez gittiğim komşu şehri. Bellonadan savaş bey selim bey mondiden engin bey aşkın bey beraber gittik. sahil kenarına 2 tane çadırımızı kurduk. elektrik yok su yok. çok güzeldi. bizden başka kimse yok. daha önce de bir kere köyde yaylada kalmıştım ama etraf kalabalıktı, akan bir çeşme vardı. şimdiki tam robinsonla cuma nın işi gibi oldu. gece 3 e kadar muhabbet ettiler ben uyukladım :) 3 de yattık sabah 8 de kalkıp yumurtamızı falan yiyip hamsilosa doğru yola çıktık. tekne kiralayıp hamsilosa demirledik. su çok soğuk olduğundan ben girmedim suya. sinopta turladık denize girmeye yer baktık. dönüşte yol üstünde bi yer bulup oturduk yemek falan yedik denize girmedim gene :) ama iyi kızardım sanırsam... işin özü güzel bi tecrübe oldu benim için. eve gelince suyun, elektriğin evimin kıymetini anladım. ne kadar rahat bir hayat yaşıyormuşuz, çok şükürler olsun...






7 Haziran 2009 Pazar

Tek kalmak.....

gitti annem babam köye dün. kaldim evde tek. dun aksam daha çok hissettim artık bir başıma kaldığımı. bir başıma gittim gömlek falan aldım. şampiyondan kokoreç aldım elimde yiye yiye çiflikte bi tur ataraktan yedim. yeni mağazaya gittim tabii akşam 10 in cin top oynuyor.baktım baktım durdum. kokoreç çok lezzetli ama bi o kadar da löp diye yedim bitirdim. araçla giderken bi de çiğ köfte aldım . evde de biraz programa stoklara cirolara falan baktım. bu sabah da arkadaşlar erken gelip işlerimizi halledelim dediler. 10 da açtık mağazayı. gelirken pide falan almıştım güzel oldu. büroların tefrişatını yaptık, daha doğrusu bana pek iş bırakmadı arkadaşlar. saolsunlar. şimdi de oturmuş öyle düşünüyorum... hey gidi günler hey.... her pazar tıktın beni bu işyerine, bu işlere....

31 Mayıs 2009 Pazar

dogupark....

nice piknik anılarım oldu bu mekanda. bu sefer aktorler değişti. ekibimle gittik piknige.sabah saat 9 da. giderken kıymalı pidelerimizi, zeytin peynirimizi topumuzu aldık yanimiza. guzel bi kahvalti pesine de voleybol, badmington ve yakantop. baya bi stres attık. 11 de magazamıza gidip ayın son gununu hayırlı bir sekilde kapatmak icin adımımızı attık iceri. bahce mobilyalarını tasıdık... ah bahce mobilyaları ahhhh bi pazar tasıyoruz sizi icerden dısarı, dışardan içeri, bi bilseniz ne kadar sevmeyen var sizi, kendinizi intihar edersiniz. peşine de çimleri suladım. cok yoruldum cok. yerimden kalkmaya mecalim yok.... enerji lazım

21 Mayıs 2009 Perşembe

yeni bir heyecan....

IV numarali mağazamızın antlaşmasını yaptık. uzun bir süredir hayalini kurduğum birşey gerçekleşti. şimdi yeni takım arkadaşlarımızı bulacağız , emek verip yetiştireceğiz ve verim almak için oturup örümcek sabrıyla bekleyeceğiz. aklimdan gecirdiğim projelerden biri de tam mağazanın dekorasyonuna yansırsa samsundaki en guzel mağazarlardan biri olmaya namzet olacak inş. nasip....

17 Mayıs 2009 Pazar

kuzeni de everdik...

cehennemi aratmayacak bi sıcak gün.. zaten kuzenim esra da hep bir yaz günü evlenmek isterdi. Yüce Rabbim bu duasını kabul buyurmuş oldu böylece. 6 aydır hazırlık yapıyordu bugün için sonunda muradına erdi. esra ve cenk çiftine ömür boyu mutluluklar dilerim, sonsuza kadar mutlu yaşarlar inşallah....

16 Mayıs 2009 Cumartesi

bahce...

bahce suluyorum artık :) yavas yavas anlıyorum sanırsam neden insanlar yaşlanınca kendini toprağa bahceye verir, gerci cahit sıtkı nın dediği gibi yolun yarısında deilim ( gerci personelime göre yarısındayım ) ama herhalde dusunceler olgunlasiyor hızlı bir sekilde.... bakalım yarınlar nelere gebe.... bakarsınız hobilerim arasına bahcecilik de yazarım. yok yaw böyle de bi hobi adı yoktur sanırsam, bahcecilik olmasa da guzel bahceler sanatı falan da olabilir :)

11 Mayıs 2009 Pazartesi

guzel bir gun

bugun hava guzel. gunlugumde de ilk gunum. otururken serdarın blogunu gördüm. spontane aklıma geldi. ben de açim arada bi karalim dedim. otururken derken bahcede oturuyorum , meger ne kadar kapanık yaşıyormuşum. gunes ne guzelmiş. gün ne güzel başlıyor, hayat ne kadar hareketliymiş. gerci ben de az hareketli deilim ya neyse :) blogum vatana millete bana sevdiklerime hayırlı olsun :)