13 Eylül 2010 Pazartesi

bayram ve köy...





























































bayramın 1.günü perşembe geleneksel keşkek davetimiz vardı insanlar geldi gittiler. saat 2 de köye gitmek için şuayip abimin aracıyla yola çıktık, yeğenim muhammed emin in mezarını ziyaret ettikten sonra başladı seyahatimiz. onsuz geçen ilk bayramımız bu bayram o yüzden tüm aile için biraz zor oldu, özellikle kendi anne babası için.

saat 15:30 gibi seyahate anca koyulduk ve 20:30 da köye vardık(giresun ili alucra ilçesi koman köyü ) 7 de hava karardığından biraz karanlığa kaldık dereli den sonra yol hep virajlı olduğundan merdaneli makine gibi sağ sola dönmekten imanımız gevredi. köye vardığımızda annemlerle falan hasbihal edip gece 12 gibi yattık. yeni evimizi gördüm, walla şu anda samsundaki evimizden daha cok begendim baya bi kullanışlı. rahmetli dedem hayatta olsa şaşırırdı herhalde köyde böyle ev mi olur diye. sarı boyalı 2 katlı bi ev, birazcık köy okulunu andırıyor bana kalırsa dışardan ama şahane :)

sabah 8 de kalktım kahvaltı falan yapmadan evimizin hemen yakınındaki aş evinde babamın verdiği davete gittim. menüde haşıl yane keşkek, yahni yane fasulye yemeği patatesle beraber sanırsam, ayranlı çorba ve helva, içecek olarak da ayran ve su. kalabalıktı baya bi köyde olan baya bi insan geldi sanırsam. ben de garsonluk yapıp hem de fotolar çektim.



en guzel fotom köyümüzün en şirin insanı, maskotu ramazanın fotosu oldu sanırsam. bizim köylü olup da ramazanı bilmeyen tanımayan yoktur. ben ufakken de kaset istiyordu herkesten teypde çalmak icin ,hala kaset istiyor :)



fırına gidip köydeki kadınların ekmek pişirmelerini çektim.fotolardan harabe ev gorunumunde olan ev dedemin eviydi. oranın ust katında yatardık, hava sıcakken de terasta dışarda yatardık , evin tuvaleti evin dışında olduğundan gece wc ye gitmek biraz yürek isterdi, kanalizasyon sistemi de olmadığından slumdog millionaire filminin ilk sahnesindeki gibi bir wc ydi kısacası :) evde su da yoktu zaten, bakraçları omuzlarımızdan değnekle sırtımıza alıp taşırdık. ilk köye gittiğimizde puara gidecez puara diyorlardı da lunapark var sanırdık köyde. saflık işte. meğersem çeşmenin adı puar mış :) bakraçları yanımıza verdiklerinde bile hala lunaparka gidiyoruz heyecanı vardı taa ki doldurup da eve getirene dek :) şimdi de bu kadar safmıyım acaba :)


1.günü akşama doğru ayağıma çivi gibi bişey battı aksam 8 e dogru alucraya gittik ve tetanoz aşısı vuruldum. hala da agrıyor kolum ne agrıtıcı bişeymiş bu böyle ayağımda hiç sıkıntı yok oysa :)

cuma günü de işte yatarken yattığım kanepeden beri lap topumdan zübük' ü izledim . bayadır izlememişim o filmi cok guldum :)



cumartesi sabahı kalkıp kahvaltı yaptık peşine emine ablamlara gittim orada da kahvaltı hazırlamışlar orada da yedim. ümmühan ablamlar samsuna doğru yola çıktılar. kahvaltıdan sonra yaylaya gittik. yaylada baya bi kişi ev yaptırmıs babam da yaptırmış ama içi henüz bitmemiş az bişeyi kalmış. hepsi taştan 40-50 metrekare evler. bizimkinin içi lambiriydi tam bir dağ havası modunda hoşuma gitti baya.



yaylada biraz dolanıp böcek arıyalım dedik ama hiç göremedik yane. yaylanın, yeğenim ayşenurun gözünün, yeğemim bekir beyazıtın fotolarını çektim.



akşama doğru eve geri geldik eniştemle beraber sırbistan türkiye basket yarı final maçını izledik. son 4 saniye kala öne geçip maçı aldık.



sabahleyin 8:30 da yola çıktık. aydın amcam da bizle geldi. kümbet üstünden geri döndük . yol baya uzun sürdü 14:30 da eve geldik. kimliğimi alıp oy kullanmaya gittim ve evetimi bastım. çok şükür ki 58 e -42 evet galip geldi. çok güzel günler önümüzde inşallah.


köy seyahatimde bana poz veren elmas ablaya, yeğenlerime, ali tırış dedeye, eski, yeni ve yayladaki evimize, ekmek yapan ablaya ve ramazana tşk ederim :)