22 Eylül 2009 Salı

ah dayım vah dayım...




Ramazan bayramı 1.günü . 10-15 yıldır gelenekselleşmiş hale gelen keşkek daveti var her zamanki gibi evimizin önünde. tüm akrabalarımızın dostlarımızın arkadaşlarımızın davetli olduğu her bayram en az 1000 kişinin evimize uğradığı bir davet...


kuzenim geldi dedi dayım yukarda diye. dedim hangi dayım. fatih dayımmış yukarıda olan.


en son 10 yaşımda gördüğüm anne ayrı baba bir dayım. son 20 yıldır ne fotosu ne bişeyini gördüğüm bir dayım. kaç yaşında oldugunu neye benzediğini hiçbirsey bilmiyordum hakkında...


görünce türk filmlerindeki gibi slow motion dayı, dayıcıgım dayım benim diye ustune koştum. herkes gülüştü baya bi :) zaten 35 yaşındaymış.. oturdum eee dayı son 20 yıldır naptın anlat bi bakalım dedim... akşama kadar baya bi laklakladık güzel oldu.


kardeşim köye gittiğinden keşkek yapımına geceden ben kalkacaktım ama uyanamadım... 2.gunu gittim mağazalara çalıştım 3.günü tüm gün evde oturup akşam ümmühan ablamlara oturmaya gittik ve simdi guzel evimdeki guzel odamdayım :)


16 Eylül 2009 Çarşamba

Hastahane önü...

gecen hafta persembeydi apar topar babam geldi koyden. ertesi sabahı devlet hastanesine yatırdık.mide kanaması üstüne böbrekteki taş eklenince sıkıntı olmustu babamın vucudu için. tetkikler rontgenler ultrasonlardan sonra bugun ameliyata girecekti. girdi 2 dakka sonra tel. babam ameliyattan cıkmıstı. narkozu vermeden doktor röntgene bakıp da taşı göremeyince ameliyata gerek kalmadıgını söyleyerekten babamı cıkardılar ameliyathaneden. birkaç saat sonra da benim işlerimden dolayı gidemedim ama kardeşim gidip çıkış işlemlerini yaptırıp çıkardı babamı. cok sukur, bin sukurler olsun... saglık gibisi varmı. kaybedilince anlasılıyor kıymeti. arada bir gitmek gormek lazım hastaneleri ibret almak icin.
sedyede birini tasıyordu hasta bakıcı. ön tekeri bi tumsege takıldı sedyenin. yardımcı olim dedim. kalktım koşturaraktan yardımcı olim diye kaldırdım önünü sedyenin. sedyedeki o anda bir ahhhh çekti.. baktım genç bir bayan. bakımlı birine benziyordu. yüzü gözü kan revan içinde kalmış ayagı falan sargıda. uzuldum dogrusu. ölüm de hastalık da böyle bişey olsa gerek. o da benim gibi kim bilir hangi arkadaslarıyla gülüyor eğleniyordu o vahim trafik kazası basına gelmeden . nerden bilebilirdi böyle bi kazanın hayatından belki de çok şeyler goturebileceğini. işte herkesin başına gelebiliyor ama kimse başına gelmeyecekmiş gibi mi davranıyor acaba. piyangodan 1 kisi trilyonlar kazanacak diye milyonlar katılıyor cekilişe ki ihtimal milyonlarla hesaplanıyor bu kaza ölüm işi başımıza geleceği aşikar zaten.
neyse cok konustum sanırsam....