10 Ocak 2021 Pazar

Jack Ma' nın Evi ( Alibaba )

Jack ekibin kurarken, okullarında en iyi performans gösterenlerin bir, iki tık altındaki mezunları işe almayı tercih ediyordu. Jack'in ifadesiyle, üniversitenin seçkin öğrencileri gerçek dünyada zorluklarla karşılaştıklarında kolayca hayal kırıklığına uğrayabiliyorlardı.

Jack eBay'in hantal yaklaşımını Jumbo jetle kıyaslıyordu.: '
Küresel bir teknoloji platformu kucağa harika geliyor; tıpkı Boeing 747'nin uçmasının harika olması gibi... Ama iniş pisti okul bahçesiyse, uçağı indiremiyorsunuz... Sitede bir düğmeyi değiştirmek için bile on dört kişiye rapor vermek ne demek ...

Jack : 'eBay okyanusta köpekbalığı olabilir, ama ben de Yangtza Nehrindeki timsahım. Okyanusta kapışırsak biz kaybederiz, ama nehirde kapışmamız halinde kazanan biz oluruz. '

 Alibaba çalışanlarının tecrübeye ihtiyacı yoktur. Sağlığa, iyi bir beden ve kalbe ihtiyaçları vardır.


Starbucks

Bir şirketin çalışanları o şirketin sermayesinden hisse satın almadığı takdirde en büyük iş planı bile değerini yitirir. Çalışanlar liderleri kadar işe kendilerini vermedikleri takdirde uygulanabilir bir iş planı bile sürekliliğini koruyamaz. Liderlerinin kararına güvenmedikleri, çabaları bilinip takdir edilmediği takdirde bunu kabul etmezler.

En iyi yönetici, istediğini yapması için iyi adamları (kadınları) toplayabilen ve işi yaptıkları sırada onlara karışmaktan kendini alabilen kişidir. Theodore Roosevelt

Başından beri dışarı çıkıp elimdekilerden daha tecrübeli, benimle tartışmaktan korkmayacak, iradeli kendine güvenen ve emin yöneticiler bulup onları yönetim ekibinin ve karar üretme sürecinin bir parçası haline getirmem gerektiğini biliyordum.

İşimin bazı bölümlerini idare etmek üzere benden daha nitelikli yeni yöneticilere ulaşmayı özümseyecek kadar güçlü bir özsaygıya ve güvene sahip olduğumu çevremdeki insanlara gösterecek şuura sahiptim. Aynı zamanda onlara yapmaları gereken işi yapmaları için yetki devrettiğimden emin olmak zorundaydım. Çünkü başlarında bulundukları departmanlar bana değil onlara rapor verecekti. Onlara dolayısıyla bütün şirkete gönderdiğim mesajın mümkün olduğu kadar net olmasına çaba gösteriyordum: ' Sizi işe aldım. Çünkü benden daha akıllısınız. Şimdi gidip bunu ispatlayın'

Bir mağaza veya restoranda müşterinin yaşadıkları hayati öneme sahiptir. Kötü bir karşılaşma sonucunda bir müşteriyi ömür boyu kaybedersiniz. İşinizin geleceği, hem üniversiteye gidip hem de işyerinizde çalışan yirmi yaşındaki bir kısmi çalışanın ellerindeyse onu feda etmeyi göze alabilir misiniz ? Bu insanlar şirketin sadece kalbi ve ruhu değil aynı zamanda halka açık yüzüdür. Kazanılan her dolar onların ellerinden geçer.

Yönetimi üstlendiğimden beri Starbucks'ın, herkesin içinde çalışmak istediği, tercih edilen bir işveren şirket olmasını istedim.

İnsanlara bir ailenin fertleri gibi muamele et, o zaman sadık olurlar ve her şeylerini verirler. İnsanlara arka çık, onlar da sana arka çıkar.

Kilit bir yönetici tutacaksam, çoğunun eş seçerken aradığı nitelikleri ararım: Doğruluk ve tutku. Bana göre bu, tecrübe ve yetenek kadar önemlidir. Değerlerini evde bırakmayıp işe getiren insanlarla, ilkeleri benimkiyle aynı olan insanlarla çalışmayı isterim. Bir uyumsuzluk ya da değerlerin olması gerektiği yerde bir boşluk görürsem aramaya devam etmeyi tercih ederim.

Rakiplerini hoş görmezsen, onların karşısında yenilgiye uğraman kesindir. Rakiplerine düşman muamelesi yaparsan, daha oyunun başında kaybedersin. Rakiplerini hedef tahtasına koyar, her gün ok atma idmanı yaparsan, bir tek o düşmanla mücadele verebilirsin, diğerleriyle değil. Rekabet en büyük mutluluktur.

Bizi her Gün Starbucks'a getiren şey nedir sanıyorsunuz ? Düşük kalite üzerinden kazanç sağlamak mı ? Böyle olsaydı en iyi adam bile burada durmazdı.Maneviyat diye bir şey kalmazdı.Böyle bir hata bizi gafil avlardı. İşimiz biterdi.
Her işin bir hafızası vardır. Kaliteyi kazanca feda etmek Starbucks personelinin zihinlerinden hiçbir zaman silinmez. İşte bu ödenmesi imkansız bir bedel olurdu.

Ne yaparsanız yapın risk almaktan kaçınmayın. İşleri her zamanki yöntemlerle yürütmeyin. Sisteme ayak uydurmaya çalışmayın. Sizden bekleneni yaparsanız, başkalarının beklediğinden daha fazlasını asla başaramazsınız.

Hata yapacağız.Ancak personelimiz, yapmaya çalıştığımız şeyin, hepimiz için değer üretmek olduğunu anladıkları zaman hataları affetme ihtimalleri de fazla oluyor. Pek çoğu hacmimizin getirdiği avantajları yeni yeni anlıyor ve hem büyüyüp hem de aynı şirket olarak kalmamıza yardımcı oluyorlar. Onlar Starbucks'ın ta kendisi. Starbucks'ın başarısı da onların başarılarını yansıtıyor.

Yüreğimizle yönetmek zorundayız.  İş hayatında, normal hayatta olduğu gibi, kararlarımıza yol gösteren bir iç pusulamız olması gerekir. bu dünyada neyin daha önemli olduğunu gösteren esaslı bir anlayışa sahip olmamız gerekir. Benim için bu anlayış, karlar, satışlar ve mağaza sayısı değil. Aksine kendini işine adamış bir grup insanın tutkusu, bağlılığı ve heyecanıdır. Bunun parayla bir ilgisi yok.

Tek başınıza bitiş çizgisine ulaştığınızda içinizde bir boşluk hissi duyarsınız. ekip hainde koşarsanız kurdeleyi birlikte göğüslemenin ne büyük bir ödül olduğunu görürsünüz. Sadece size alkış tutan seyircilerin değil kalabalık bir kazananlar grubunun etrafınızı sarmasını istersiniz.
Zafer, tek bir kişinin çabalarıyla değil de pek çok insanın ortak başarılarıyla gerçekleştiği zaman çok daha anlamlıdır. Bütün katılımcılar sadece kendileri için değil başkaları için de kazandığı zaman gerçek mutluluk kalıcı olur. Başarı paylaşıldıkça güzelleşir.






























Steve Jobs Olmak

Steve Jobs hikayesinin en ünlü alıntılarından biri olacak şu cümle ile Sculley anlaşmasını kapatıyordu, 'Hayatının kalanını şekerli su satarak mı geçirmek istersin, yoksa dünyayı değiştirmek mi ? '

Steve her ne kadar akıllı olsa da, dışarıdaki gösterişli insanların hali hazırda kendisi için çalışanlardan daha güçlü olduğuna çabucak kanarak isabetsiz işe alım kararları vermişti.

Steve kendisiyle başa çıkabilecek kadar güçlü ve kendi zayıflıklarını kapatabilecek kadar özerk insanlardan oluşan bir grup toplamıştı.bu grup da onu yönetmek için kendi taktiklerini geliştirmişti. 'sanki ortak bir düşmanımız var gibiydi' diyor Rubinstein. Takımın üyeleri sık sık bir araya gelip en iyi olacağını düşündükleri kararı Steve'a nasıl onaylatacaklarını planlıyor, Steve'in daha bencil ve iyi düşünüşmemiş kararları ile önyargılarını yıkmanın yollarını arıyor ve bundan sonra ne yapmak isteyebileceğini çözmeye çalışıyorlardı. 'İşleri doğru bir şekilde yapma konusunda bize güvenebileceğini biliyordu' diyor Tevanian.

Gerçek fikirlerini tatlı sözler ardına saklayan biri aslında diğer kişilerin hislerini o kadar da önemsemiyor olabilir. Sadece pislik biri olarak görünmek istemiyordur.

Yakın çevresi Steve'in ağır eleştirilerini kişisel algılamamayı öğrenmişti. Susan Barnes'ın da dediği gibi 'o bağırmanın sebebini anlamak için bağırışı aşma'işini iyi öğrenmişlerdi. Steve de onlardan bunu bekliyordu, hataya düştüğü zaman karşı atağa geçmelerini bekliyordu.

Geçmişteki başarıları sayesinde o masada bir koltuğu hak etmişlerdi ama geçmiş Steve'in umrunda değildi. 'Steve söz konusu olduğunda' diyor Ed Catmull, 'geçmiş bir ders olabilir ama geçip gitmişti. Steve'in sorusu her zaman çok netti: ' Daha da ilerlemek için ne yapacağız ?'

'Steve'e katlanırsanız sizi potansiyelinizin üstüne çıkarırdı 'diyor Lee Clow. İstediğini alma konusunda bu rahatsız edici yaklaşımını kaldıramayan duygusal insanlar zaten çıkıp gidiyordu.

Johnson diyor ki : İlk tanıştığımızda neredeyse her konuda en azından 2-3 saat sohbet ettik. Bana, 'Seninle iyi arkadaş olmak istiyorum, çünkü nasıl düşündüğümü anladığın zaman haftada bir ya da iki kez konuşmamız yetecek. O zaman geldiğinde bir şey yapmak istiyorsan sen direkt yapacaksın ve benden izin istemen gerekmiyormuş gibi hissedeceksin.'

Steve takımına ulaşılması imkansız gibi görünen acımasız hedefler koyuyordu. Bu takım Steve'in durmak bilmeyen meraklarını gidereceğini ve sınırlarını zorlayacağını iyi bilen doğuştan hırslı insanlardan oluşuyordu. 'Steve için çalışırkenn en sevdiğim şey' diyor Cue ' imkansızı başarabileceğimi tekrar tekrar öğreniyor olmaktı'

Linkedln'in kurucu CEO su Reid Hoffman şöyle diyor.' Bir iş sona erdi diye, çalışanınızla ilişkiniz de sona ermek zorunda değil. Değerli bir çalışan, size ayrılmak istediğini söylediği zaman yapacağınız ilk şey onu kalmaya ikna etmek olmalıdır. İkinci şey ise yeni işini tebrik etmek ve şirketinizin eski çalışanlar grubunda her zaman yeri olacağını söylemektir'